aşqms
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


sny swyms
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 ATATÜRK ŞİİRLERİ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 41
Kayıt tarihi : 14/02/09

ATATÜRK ŞİİRLERİ Empty
MesajKonu: ATATÜRK ŞİİRLERİ   ATATÜRK ŞİİRLERİ EmptyPaz Şub. 15, 2009 11:28 am

BÜYÜK GAZİ'YE


Sen ki hilkat denilen ummanın
En büyük incisisin
O, bu ulvi vatanın talihinin
En güzel yıldızıdır
Bir dehaet ki güneşten yüksek
Ve semavat ile ünsiyeti var ..



Sen dururken ona gelmez noksan
Kaplıdır toprağı zırhınla senin
Hep rehakar değil ey Gazi
Bu müsellah vatanın sen hem de
Ebedi bekçisisin ..



Bu mesalip–zede cemiyyete sen
Yeniden bir vatan ettin ihda
Görüyor şevk-i tuluunla senin
Yeni bir iyd-i zafer İstanbul
Kendi asar-ı dehanın belki
Sen de hayretçisisin
Kainatlarda tecelli buyuran
Halik’ın sende o hasiyyeti var ...


~ Abdülhak Hamit TARHAN ~

KUTSAL ÖZLEM


Sana hasret, sana vurgun gönlümüz,
Neredesin mavi gözlüm,
Nerde, nerde, nerdesin dost?
Bu gemi bu Karadeniz,
Sarı saçlım, mavi gözlüm,
Nerde, nerde, nerdesin dost?



Ararım izini Dolmabahçe'den,
Bir daha dönmez mi bu yola giden?
İçimde sen, gözümde sen
Sarı saçlım, mavi gözlüm
Nerde, nerde, nerdesin dost?



Kurban olam yürüdüğün yollara,
Kara peçe yakışmıyor kullara,
Uyan bak bizim hallara,
Sarı saçlım, mavi gözlüm,
Nerde, nerde, nerdesin dost?



Bulutlar terinden, dağlar kokundan,
Sarhoştur sevdiğim Mahzuni bundan,
Bir daha gel, gel Samsun’dan,
Sarı saçlım, mavi gözlüm
Nerde, nerde, nerdesin dost?



AĞLAYALIM ATATÜRK'E


Ağlayalım ******'e,
Bütün dünya kan ağladı.
Süleyman olmuştu mülke,
Geldi ecel, can ağladı.



Doğu, batı, cenup, şimal
Aman Tanrı bu nasıl hal?
******'e erdi zeval
Memur, mebusan ağladı.



İskenderi Zûlkarneyin*
Çalışmadı buncalayın.
Her millet ****** deyin
Cemiyet-i Akvam** ağladı.



******'ün eserleri,
Söylenecek bundan geri.
Bütün dünyanın her yeri
Ah çekti, vatan ağladı ..



Fabrikalar icat etti
Ata'lığın ispat etti
Varlığın Türk'e terketti
Döndü çark, devran ağladı.



Tren hattı, tayyareler
Türkler giydi hep kareler
Semerkant'la Buhara'lar
İşitti, her yan ağladı ..



Bu ne kuvvet, bu ne kudret
Var idi bunda bir hikmet.
Bütün Türkler, İnönü İsmet
Gözlerinden kan ağladı.



Siz sağ olun Türk gençleri
Çalışanlar kalmaz geri.
Mareşalin askerleri,
Ordular, tümen ağladı.



Zannetme ağlayan gülmez,
Arslan yatağı boş kalmaz.
Yalnız gidenler gelmez
Her gelen insan ağladı.



Uzatma Veysel bu sözü,
Dayanmaz herkesin özü,
Koruyalım yurdumuzu,
Dost değil, düşman ağladı...


~ Aşık Veysel ŞATIROĞLU ~


*Makedonyalı İskender Perslere saldırdığında bütün Ortadoğu halkları tarafından kahraman olarak karşılanmış ve adı adilhükümdar Zülkarneyin’e çıkmıştır.

** Birleşmiş Milletler


MUSTAFA KEMAL


Dağ başını efkâr almış,
gümüş dere durmaz ağlar,
gözyaşından kana kesmiş gözlerim,
ben ağlarım, çayır ağlar, çimen ağlar,
ağlar, ağlar, cihan ağlar.
Mızıkalar iniler, ırlam ırlam dövülür,
altmış üç ilimiz, altmış üç yetim,
yıllar gelir geçer, kuşlar gelir geçer,
her geçen seni bizden parça parça götürür,
Mustafa'm, Mustafa Kemal'im.



Diz dövdüm,
gözlerim şavkı aktı Sakarya'nın suyuna,
Sakarya'nın suları nâmın söyleşir.
Hemşehrim Sakarya, öksüz Sakarya.
Ankara'dan uçan kuşlar,
Kemal'im der günler günü çağrışır,
kahrolur bulutlara karışır,
gök bulut, yaşmak bulut,
uca dağlar, dev boyunlu morca dağlar
divan durmuş bekleşir,
Mustafa'm, Mustafa Kemal'im.



Nasıl böyle varıp geldin, hoşgeldin,
çıngı kaymış yalazlanmış gözlerin,
şol yüzünde güneş südü sıcaklık,
ellerinden öperim, Mustafa Kemal.
Senin dalın, yaprağın, biz, senin fidanların,
biz bunları yapmadık,
sen elbette bilirsin, bilirsin Mustafa Kemal.
Elsiz, ayaksız bir yeşil yılan,
yaptıklarını yıkıyorlar Mustafa Kemal.
Hani bir vakitler Kubilay'ı kestiler,
çün buyurdun kesenleri astılar,
sen uyudun asılanlar dirildi,
Mustafa'm, Mustafa Kemal'im.



Karalar kuşanmış, Karadeniz akmam diyor,
dokunmayın, ağlamaktan bıkmam diyor,
bu gece kıyamet gecesi, bu vapur Bandırma vapuru,
yattığı yer nur olsun Mustafa Kemal,
ben ölümden korkmam diyor,
korkmam diyen dilleri toz oldu, toprak oldu,
değirmen döndü dolandı, yıllar oldu,
bir kusur işledik bağışlar mı kimbilir,
o bize öğretmedi kazan kaldırmasını,
günahı vebali öğretenin boynuna,
erdirip oldurana ana avrat sövmesini,
yüreğim kırıldı kanım kurudu,
var git Karadeniz var git başımdan,
mızıka çalındı düğün mü sandın,
bir yol koyup gideni gelir mi sandın,
Mustafa'm, Mustafa Kemal'im.



Ankara'nın taşına bak,
tut ki baktım, uzar gider efkârım,
çayır ağlar, çimen ağlar, ben ağlarım,
gözlerimin yaşına bak,
Ankara Kalesi'nde, Rasattepe'de
bir akça şahan gezer dolanır,
yaşın yaşın mezarını aranır,
şu dünyanın işine bak,
Mustafa'm, Mustafa Kemal'im...


~ Attila İLHAN ~


ATAM İZİNDEYİZ!


Atam, hala yaşıyorsak:
Edepsizlik sayesinde!
Altı oku soruyorsan,
Politika dehlizinde!



Hele partin senden sonra,
Devrimlerin tavizinde!
Vasfedeyim halimizi,
Kalemime ver izin de!



Yobazlarla gericiler,
Onlar bizden daha zinde!
’Atam, Atam..’ derler ama,
Bir adınız var sizin de..



Halkçılıkla devletçilik:
Anlatamam, çok hazin de..
Çoktanberi sahteciler,
Ağır çeker her vezinde!
Tek umut var, o da yalnız,
Amerikan dövizinde!



Sorma Ata’m, halimizi,
Hal mi kaldı anlatacak..
İşte geldik dizindeyiz!
Yata yata çok yorulduk,
Tatil yaptık, izindeyiz!



Sanayide henüz daha,
Cafer için lazım diye,
Amerikan bezindeyiz!
Geçeceğiz Avrupa’yı
Ama şimdi izindeyiz!



Hocamız var, hacımız var,
Uçan kuşa borcumuz var,
El oğlunun ağzındayız!
Ama bizi zor bulurlar,
Bahar, yaz, kış izindeyiz!



Evet, doğru söylemişsin:
’Türk milleti çalışkandır! ’
Biz de senin tezindeyiz!
Dinlenmekten yorulduk da,
Onun için izindeyiz!



Zinde kuvvet diye söz var,
Kimse bilmez adresini,
Ah izindeyiz, vah izindeyiz!
Bugün değil, bu yıl değil,
Çoktan beri izindeyiz!



İlerledik Ata’m öyle,
Şimdi görsen tanımazsın:
Amerikan tarzındayız!
Arasan da bulamazsın,
Otuz yıdır izindeyiz!


~ Aziz NESİN ~


NÖBETÇİ MİLLET


Yaradan hey Yaradan !
Dört yıl değil bin yıl geçse aradan
Sensin ateş diye kanımızdaki
Sesin ışık diye önümüzdeki !
Ey yanımızdaki
Beş on mermere, bir avuç toprağa sığan
Sınırsız mavi umman hey !
Yeni kıyılar bulur, yeni yarlar kazardın
Sen her köpürüp taşmanda;
Her konuşmanda
Milletin alın yazısını yeniden yazardın..



Bakışların inanmayanı ezerdi
Sağ kolun bir tırpana benzerdi:
Başlardı yurt tarlasında düşüncenin hasadı.
Cümlelerin ya örsten kalkardı
Ya çıkardı kından.
Başak saçların sarkardı harman alnından:
Halk, biçilmiş ekin gibi, düşerdi dizlerine.
Milyonlar katılırdı sözlerine
Mıknatısa koşan zerreler gibi.
Köhne kanaatler, köhne küreler gibi
Sözünde çarpışıp düşerdi.
Tam sustuğun gün kıyamet oldu
Tam konuştuğun anlarsa mahşerdi:
Rab, gökte "dinleyin" derdi meleklerine;
Yıldızlar girerdi yeni mahreklerine;
Nehirler kavuşurdu yeni denizlerine:
Halk biçilmiş ekin gibi düşerdi dizlerine.
Şimdi nöbetçi olmak için Anıtkabrine
Tamamlayabilmek için tavafını
Sarmış yalın kılıçlar gibi etrafını
Tutuyor nöbet..



Bu millet:
Bu, vaktiyle ayaklarını ummanlar yalayan,
Bu, üç kıtayı atının nallarıyla damgalayan,
Bu, Timur'u, Atilla'yı, Oğuz'u
Bu, Yıldırım'ı, Fatih'i, Yavuz'u
Bu, seni yetiştiren ulu millet.
Vakar ve haysiyetle dimdik
Uyanık, tetik
Anıtkabrinde tutuyor nöbet.
Dünya dönüp dolaşıp
Boğazlaşıp dalaşıp
Ergeç ve ancak
Milli misaklarda karar kılacak.



Ey en büyük usta!
Düşünen olmadı bu hususta
Senden evvel ve senden ileri.
İlk müjdeyi, ilk haberi
Senden almıştı cihan
Ta o zamandan
Anlayamadığına yansın.
Sen, dünyanın dönüp dolaşıp geleceği
Uğrunda milyonların seve seve öleceği
En büyük maksat için
Dünyaya ilk karşı koyansın.
Nasıl içimizdeysen bütün varınla
İşte öylece dünya davalarındasın!
O ışık saçların, o alev sözlerinle
O gök gözlerinle sen.



Ey ıssız geceler içinden
Bize eşsiz sabahı getiren!
Ey asırlardır dul bayrağın eşi,
Ey geceyarılarımızın güneşi,
Ey ışık saçlar,
Ey yele kaşlar,
Ey çekilmiş hançer bakışlar,
Ey fikri döven şakaklar,
Ey kalem parmaklar,
Ey ay-yıldızlı el,
Ey en güzel,
Ey en büyük,
Ey ******!
Getir dudaklarını bir bir alnımıza koy,
Dağlansın ateşinle bu soy.
Oy ****** oy!



İrkilmez Ata çocuğu irkilmez:
Zaptedilmez, Atam, zaptedilmez
Biz varken senin hisarının burçları:
Bakışlarımız kılıç uçları,
Bekliyoruz devrimini biz.
Çökmeyeceğiz diz..



İsterse hayat zehrolsun,
İsterse refah kahrolsun,
İsterse kurşun düşsün yanımıza, belimize,
İsterse geçinmek için, bir dilim
Kuru ekmek geçmesin elimize.
Halel gelmez bizim ateşimize;
Dünya düşse peşimize,
Yer sarsılsa yerinden,
Ne senden geçeriz, ne senin eserinden ...


~ Behçet Kemal ÇAĞLAR ~



ATATÜRK KURTULUŞ SAVAŞINDA

.....................................

Ne bulutlar gitti, ne padişahlardan bir haber geldi.
Kemal Paşa derler bir yiğit vardı.
Bu sefer de millet türkülerle Kemal Paşaya haber saldı.


- V -

Kemal Paşa, yenilmez yiğit, şanlı komutan!
Savaş girer gibi yetiş bize!
Yetiş bize, çöllerde bile olsan!
İnanç doldur, güç doldur içimize!



Bin kere yurdumuzu kurtaran!
Bir görseydin ağlardın hâlimize!



Kuşun kanadında türküler
Kemal Paşanın gönlüne vardı,
Cevabından önce kendi geldi.


- VI -

Bir gemi yanaştı Samsun'a sabaha karşı,
Selâm durdu kayığı, çaparı, takası,
Selâm durdu tayfası.



Bir duman tüterdi bu geminin bacasından, bir duman,
Duman değildi bu!
Memleketin uçup giden kaygılarıydı.



Samsun limanına bu gemiden atılan
Demir değil!
Sarılan anayurda,
Kemal Paşanın kollarıydı.



Selâm vererek Anadolu çocuklarına
Çıkarken yüce komutan,
Karadeniz'in hâlini görmeliydi.



Kalkıp ayağa ardısıra baktı dalgalar
Kalktı takalar,
İzin verseydi Kemal Paşa
Ardından gürleyip giderlerdi.
Erzurum'a kadar.



Bu ne inançtı ki, Kemal Paşa
Atının teri kurumadan
Sürüp geldin yeni yeni savaşların peşinde


- VII -

Bir selâm gibi gitti Erzurum'a,
Bin selâm gibi geldi Sivas'a Erzurum'dan.
Dağlar alçaldı yol vermeğe,
Temizlendi ılkımından karından.



Analar, bacılar yola döküldü,
Cephane taşıdı arkasından.
Irmaklar suyundan faydalandı,
Ağaçlar dalgasından.



Yer gök inledi bir yol daha
Kurtuluş savaşından.

.....................................

Düşman koymuş meydanları kaçıyordu.


- XI -

Kattı Kemal Paşa'nın ordusu düşmanı uğruna
Pişman eti anasından doğduğuna.
Çevirdi Sakarya, çevirdi süvariler,
Veryansın etti topçu,
Veryansın etti piyadeler.



Kattı Kemal Paşa'nın ordusu, sürdü gitti,
Yetiştikçe vurdu düşmana.
Hayın düşman sarhoş gibi sallana sallana
On beş günde İzmir'i dar buldu,
Ölen kurtuldu, sağ kalan teslim oldu.



Kaçtı gemiler.
Alnı sargılı, kolu sargılı, boynu sargılı,
Ahmet'ler, Bekir'ler, Ali'ler,
Mahmut'lar, Kâzım'lar, İsmail'ler
Peşlerinden yettiler,
Diz çöküp Kordonboyu'na
Ta yürekten çekip tetiği
Gemilere yaylım ateş ettiler.



Bu ne inançtı ki, Gazi Paşa!
Atının teri kurumadan
Sürüp gittin yeni yeni savaşların peşinde.


- XII -

Sana borçluyuz ta derinden
Çünkü yurdumuzu sen kurtardın
Hasta, yorgun düşmüştük
Yaralarımızı iyice sardın ..



Yiğittin, inanç doluydun, yapıcıydın
Sanatkardın, denizler kadar engin
Kimsenin görmediğini görürdü
Sevgiyle bakan gözlerin ..



Dedin ki: Bu millet, bu büyük millet
Yüzyıllar boyu geri kalmış
Bu yurt, bu güzel yurt, bizim yurdumuz
Her yanından yaralar almış ..



Dedin ki: Bir güzel savaşmalı
Kurmak için yeniden
Bilgiyle, inançla, coşkunlukla
"Öğün, çalış, güven" ..



Sana borçluyuz ta derinden
Işığısın bu yurdun
Dilimizi, ulusallığımızı öğrettin bize
Çünkü cumhuriyetimizi sen kurdun ..



Hürriyeti sen yaydın içimize
Halkçıyız dedin halk içinden
İnançta hür yetiştirdin bizi
Borçluyuz sana ta derinden ..



Devrimlerle yüceltti, çok yüceltti
Bu milleti temiz ellerin
Sana borçluyuz ta derinden
En büyüğü Mustafa Kemal'lerin...


~ Cahit KÜLEBİ ~



MUSTAFA KEMAL'İN KAĞNISI


Yediyordu Elif kağnısını
Kara geceden geceden.
Sanki elif elif uzuyordu, inceliyordu.
Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar,
İnliyordu dağın ardı, yasla
Her bir heceden heceden..



Mustafa Kemal'in kağnısı derdi kağnısına.
Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı.
Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifçik,
Nam salmıştı asker içinde..
Bu kez yine herkesten evvel almıştı yükünü,
Doğrulmuştu yola önceden önceden ..



Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif
Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar.
Kocabaş, çok ihtiyardı, çok zayıftı.
Mahzundu bütün bütün Sarıkız, yanı sıra
Gecenin ulu ağırlığına karşı
Hafiftiler, inceden inceden..



İriydi Elif, kuvvetliydi kağnı başında.
Elma elmaydı yanakları, üzüm üzümdü gözleri.
Kınalı ellerinden rüzgar geçerdi daim;
Toprak gülümserdi çarıklı ayaklarına
Alını yeşilini kapmıştı, geçirmişti
Niceden niceden ..



Durdu birdenbire Kocabaş, ova bayır durdu.
Nazar mı değdi göklerden ne?
Dah etti, yok. Dahha dedi, gitmez
Ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gacur gucur.
Nasıl durur Mustafa Kemal'in kağnısı?
Kahroldu Elifçik, düşünceden düşünceden ..



Aman Kocabaş, ayağını öpeyim Kocabaş
Sür beni, öldür beni, koma yollarda beni.
Geçer, götürür ana, çocuk, mermisini askerciğin
Koma yollarda beni, kulun köpeğin olayım.
Bak hele, üzerimden ses seda uzaklaşır,
Düşerim gerilere iyceden iyceden ..



Kocabaş yığıldı çamura,
Büyüdü gözleri büyüdü, yürek kadar.
Örtüldü gözleri, örtüldü hep.
Kalır mı Mustafa Kemal'in kağnısı bacım,
Kocabaş'ın yerine koştu kendini Elifçik,
Yürüdü düşman üstüne yüceden yüceden...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://askiminsehri.benimforum.org
 
ATATÜRK ŞİİRLERİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
aşqms :: GENEL KÜLTÜR :: ATATÜRK-
Buraya geçin: